Tarih/Saat
05/06/2010 - 06/06/2010
08:00 - 20:00
Mekan
Büyükada
Büyükada kamp faaliyeti için saat 9.00 da Caddebostan sahilinde toplanmak için oraya vardığımda biraz erken gittiğimi anladım kısa bi beklemeden sonra önce Armağan ve daha sonrada Şevket abi, Ümran abi ve Erim kamyonla birlikte geldiler. Kısa bi muhabbetten sonra kayakları sahile indirdik ve eşyalarımızı kayakların bagajlarına yerleştirdik. Benim ilk uzun mesafem olacağı için eşyaları istifleme konusunda Şevket abi ve Ümran abi bana yardımcı oldular.
Saat 10.00-10.30 gibi Caddebostan’dan yola çıktık hava güzel ve açıktı. 13:30-14:00 gibi Kınalı’da planlandığı gibi mola verdik. Çay bahçesinde çay içtikten sonra dileyenler son eksiklerinide alıp (sabah kahvaltısı ve içecek gibi) yola koyulduk. 16.00-16.30 gibi Büyük Adaya vardık, sahilde çıkabilecek uygun bi yer bulduktan sonra kamp alanına yakın biryerden karaya çıktık ve biraz dinlenmeden sonra çadırları kurmaya başladık. Bu arada Armağan vapurla evin yolunu tuttu. Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra yemeklerimizi yemeye başladık. Hava hafif hafif atıştırıyordu, yemekler bittikten sonra Erim’in kız arkadaşı Yosun’da geldi ve Erim ile ikisi bize hayatımda yediğim en güzel bulgur pilavını yaptılar. Mükemmel bişeydi ve araç gereç olarak kullanılan malzemelerin bir çoğunu Erim doğadan buldu. Kullandığımız masa, oturma yeri ve yemek hazırladığı tahta gibi, Mudo’da 150-200 tl ye satılan yemek malzemelerini kesmekte kullandığı tahtayı Erim doğadan bedavaya getirdi (doğada kalsam yanımda olsun istediğim kişilerden biri listesinde Erim en yukarlardaki yerini aldı). Tabi Erim yemeği hazırlarken aydınlatma sisteminide Ümran abi yaptı bu arada kampa adadan kanosuyla katılan Brain’ın da yağmurluğu yoktu yağmur yağınca bende gaza gelip (herkez bişeyler yapıyor deyip) çöp poşetinden Brain’a yağmurluk yaptım. Yağmur şiddetini arttırıp gece de 24.00 olunca herkez çadırlarına çekildi. Sabah 5.30-6.00 gibi kalktım çadırı aralayıp kayaklara baktım yerlerindeydiler, kimse kalkmamıştı, gene yattım ve 7.30-8.00 gibi kalktık sonra Volkan geldi, kısa bi kahvaltı yapıldı. Kampı toplayıp çevre temizliğini de yaptıktan sonra yola koyulduk. Şevket abi adanın diğer tarafına geçtiğimizde zorlanacağımızı o yüzden dikkatli olmam gerektiğini belirtti. Bana göre hava çok kötü değildi, sadece biraz kapalıydı ama gerçektende adanın diğer tarafı çok kötüydü en azından bana göre. Dalgalar aniden yağan yağmur ve rüzgar bi ara bastıran sis ortamı bayağı bi gerdi ama ben kontrolümü kaybetmedim, bunda en çok etrafımdaki arkadaşlarımın etkisi oldu. Devamlı Ümran abi nasıl gitmem gerektiğini söylüyordu çünkü dalgalar küçük değildi ve kayağımın yönünü değiştiriyorlardı. Adadan ayrılırken benim dümen arızalıydı ve Erim’in tokasıyla Ümran abi ve Volkan dümeni tamir ettiler (herşey çocukluğumuzdaki McGaywer dizisi gibi geliyordu bana). Şevket abi ve Volkan da o dalgalara rağmen benim devamlı yanımdaydılar ama yağmur o kadar şiddetli yağıyorduki 3-4 metre önümde olan Volkan’a bırakın seslenmeyi göremiyordum bile. Maltepe sahile ulaştığımızda hava düzeldi, Volkan kıyıya çıkılacak uygun biyer buldu ve deniz maceramızı tamamlamış olduk. Sonra Şevket abi kamyonu çağırdı kayakları yükleyip kayıkhaneye gittik orada temizlik işlemlerinden sonra vedalaşıldı. Herşey çok güzel geçti dayanışma yardımlaşma süperdi, bidahaki etkinliği iple çekiyorum. Kamptaki arkadaşların hepsine çok çook teşekkürler.
Sinan KARAALİ